Mükemmeliyetçi bir eş misiniz?

Her insanın bir takım kurallarının olması, disiplinli ve titiz olmasının tabi ki pek çok olumlu yönü vardır. Hiç kimse sorumluluk sahibi olmayan, disiplinsiz ve her şeyi boş vermiş bir insanla yaşamak istemez. Fakat aşırı kuralcılığın ve aşırı mükemmeliyetçiliğin getirdiği olumsuz sonuçlar da olmaktadır. Zira kurallar insanların mutluluğu içindir ve kişi kendisini kurallar ile aşırı sınırlandırırsa, hem kendisine hem de çevresindekilere eziyet etmeye başlamaktadır.

Evlilikte uyumun şartlarından biri de mükemmeliyetçi olmamak, eşini olduğu gibi kabul etmektir. Erkeğin veya kadının, eşini sürekli eleştirmesi, devamlı kusur bulması, karşı tarafta zamanla anksiyete bozukluklarına, değer görmediği, anlaşılamadığı duygusuna yol açabilmektedir.

Bir danışanım anlatıyor

“Eşim çok iyi bir ev kadınıdır. Çok düzenli ve tertiplidir. Çok iyi bir eş ve şefkatli bir annedir, fakat hatalara hiç tahammülü olmaması, çocukları da beni de bunaltıyor. Evde sürekli misafir gelecek gibi her şeyin yerli yerinde olmasını, çocukların devamlı düzenli olmalarını, yemeklerine, üstlerine başlarına son derece titizlik göstermelerini istiyor. İşten eve gelince, şemsiyeyi şöyle bir kenara bırakmamdan, eşyalarımı masanın üzerine koymamdan rahatsız oluyor.”

Başka bir danışanım ise şöyle diyor:

“Eşim çok iyi bir insandır, onunla, mükemmeliyetçi bir insan olması dışında, her bakımdan anlaşıyoruz. Çok iyi bir eş, çok iyi bir babadır. Fakat hataya hiç tahammülü yok. Bir yere gidecek olduğumuzda, tam vaktinde onunla birlikte kapıdan çıkmalıyım. Son anda bir dikkatsizlik yapsam veya vaktin nasıl geçtiğini anlamayıp geciksem hiç tahammül edemez. Evde buzdolabını, bir şey bozuldu mu diye devamlı kontrol eder. Bir şeyi pahalı mı aldım, ucuza mı aldım sürekli öğrenmek ister. Bunun gibi şeyler. Belki kırıcı davranmıyor, ama sürekli eleştirmesi beni tedirgin ediyor.”

Eşler arasındaki denklik önemli

Bir eşin diğerini devamlı eleştirmesinde, farklı bakış açılarının da etkisi vardır. Bu sebeple eşler arasında denklik önemlidir. Bazen eşler, eş seçiminde birbirlerini olduğu gibi kabul etmelerine rağmen evlilikte biri diğerini ya da her ikisi birbirini, farklı özellikleri açısından değiştirme gayreti içinde olmakta, bu da aile içi iletişimde, eleştiri dozunun yüksek olmasına yol açar.

Mükemmellik aslında göreceli bir kavramdır. Birinin mükemmel dediğini, diğeri eksik görebilir. Bir eş, bir konuda az ile yetinmeyi, hırslı olmamayı erdem olarak görürken, diğer eş, bir şeyin en iyisini elde etmek için çalışmayı, insanlık borcu olarak görebilir.

Eşler elbette birbirlerine, ihtiyaçlarını, bir konu hakkındaki duygu ve düşüncelerini söyleyeceklerdir. Bu eşlerin birbirini daha iyi tanımasına ve orta yolda buluşacak şekilde birlikte daha iyiye ve güzele doğru değişmelerine fırsat verir. Fakat olumlu düşüncelerden çok olumsuz düşüncelerin sürekli ifade edilmesi, devamlı hata görülüp eleştiride bulunulması, evdeki duygusal havayı bozup stres ve kaygının artmasına yol açar. 

Bu sebeple kişi, karşısındakini değiştirmekten çok, anlaşmayı tercih eder ve kendisini

değiştirme, öz eleştiriden geçirme çabası içinde olursa, mükemmeliyetçi bir kişi olan eşinin kaygı duymasına yol açmaz. Kaldı ki kişi, değişme adına kendisine de zaman tanımalıdır.

Aslında insanların çoğu, ne kadar mükemmeliyetçi görünseler de her konuda değil de bazı konularda hataya tahammül edemezler. Bunda kişinin, belli konulardaki takıntılarının da etkisi vardır.

Herkesin önem verdiği şeyler elbette ki birbirinden farklıdır. Bunda yetişme tarzının veya kişiliğin etkileri vardır. Kimisi ev düzenine, kimisi bir yere vaktinde gitmeye, kimisi kılık kıyafete çok önem verir. Kimisi için sofra düzeni veya yemeğin lezzeti önemlidir.

Fakat bunlar takıntı halinde değildir. Sağlıklı ailelerin çoğunda, eşler birbirlerinin duyarlılıklarına önem vererek birbirlerini idare ederler. Bununla beraber bu hassasiyetler, eş tarafından tam olarak anlaşılmadığında sorunlar artabilir.

Aşırı mükemmeliyetçilik, öncelikle kişinin kendisine zarar verir

Bazı ailelerde ise eşlerden birinin önem verdiği konular, artık hassasiyeti aşmış takıntı haline gelmiştir. Bu kişinin, o konuda ufacık bir hataya tahammülü yoktur. Bu durumda eşi de sürekli kendisinin izlendiği hissine kapılır ve kaygı düzeyi artar.

Böyle durumlarda tedavi de gerektirebilir. Aksi takdirde bu takıntılar, aile saadetini bozacak hale gelebilir. İster belli alanlarda, ister sadece belli konularda olsun aşırı mükemmeliyetçilik, önce kişinin kendisine zarar verir. Mükemmeliyetçi kişilerin diğerlerine göre kalp, damar, şeker hastalığı gibi hastalıklara yatkınlıkları daha fazladır. Mükemmeliyetçilik ile disiplinli ve programlı yaşamayı, birbirine karıştırmamak gerekir.

Mükemmeliyetçi kişiler, bir türlü bulundukları halden memnun olamazlar. Her şeyin hep daha iyisini elde etmeye çalışır ve bunun için durup dinlenmeden çalışabilirler. Kendi gayretlerinin başkalarında da olmasını isterler. Hataya tahammülleri yoktur.

Başarılı, gayretli fakat mükemmeliyetçi olmayan kişiler ise enerjiktir ve pozitiftirler ve hayattan zevk almasını bilirler.

Farklılıkları yüksektir. Kendi duyarlılıklarının herkeste olmasını beklemezler. İnsanların hata yapabileceklerini, unutabileceklerini bildikleri için hataya tahammülsüzlükleri de yoktur.

Kendi kendilerine de hata yapma hakkı verirler. Bir başka güzelliği elde etmek için, prensiplerinden fedakârlık da edebilirler. Kendisinde aşırı derecede mükemmeliyetçilik olan kişi isterse bu olumsuz yönünü değiştirebilir. Böylece hayatı, hem ailesi hem de kendisi için daha huzur verici hale gelebilir. 

Güncel Yazılar

Nasıl Randevu Alabilirsiniz?

E-MAIL

info@verdadanismanlik.com

TELEFON

0157 539 598 57