Ailenin merkezi ne demek? İsterseniz ilk olarak bundan bahsedelim. Ailenin merkezi, aile programlarının, aile kararlarının ve aile ile ilgili birtakım düşüncelerin şekillendiği noktadır. Ve genellikle bu noktada olan aile üyesi, aile ile ilgili her duruma hakimdir ve ona bağlı olarak bütün durumlar şekillenir.
Merkezde anne olursa bu durumda kararları veren, gerek eşini ve gerekse çocukların tüm yaşantı süreçlerini yöneten annedir. Çocukların gideceği okuldan giyecekleri kıyafete, hafta sonu programlarından akraba ziyaretlerine kadar hemen her şeyi anne belirler.
Annenin merkezde olduğu durumlarda genellikle çocuklar tercih haklarını kullanamadıkları için anneye bağlı bir hayat sürdürürler ve bu da onların kişisel gelişimlerine negatif olarak yansır.
Merkezde baba olursa, bu durumda genellikle baba eşini yöneten birey olarak görülür. Genellikle çocuklara otoritesini anne yoluyla iletir.
Bu ailelerde çocukların kendini rahat ifade edemedikleri ve özgüven problemi yaşayabildikleri görülür.
Yine böylesi ailelerde de çocukların pek fazla tercih hakları yoktur ve anne de şayet içinde bulunduğu durumdan rahatsızsa bunu çocuklarına gergin yaklaşımlarla hissettirir.
Merkezde çocuk olursa!
Günümüzde en sık rastlanan durumdur. Bu ailelerde sanki ebeveyn kararları veriyor, farklı durumları şekillendiriyor gibi görülür ama aslında kumanda çocuğun elindedir.
Şöyle ki, bir yere gidileceği zaman, çocuğun mutlu olacağı veya ailesini rahatsız etmeyeceği gezi yerleri belirlenir, anneler tarafından pişirilen yemekler genellikle çocuğun arzusuna göre belirlenir vs..
Bunun dışında çocuk mutlu ise ev genelde huzurludur. Çocuk gergin ise evin havası da gerilir ve genellikle isteklerini ebeveynlerine her halükarda yaptırabilir.
Olması gereken nedir?
Merkezde tek bir aile üyesinin olmamasıdır. Yani evde yeri geldiği zaman karar çocuğa bırakılmalı, yeri geldiği zaman ise programın şekillenmesi babaya veya anneye bırakılmalıdır.
Kimi zaman ise aile üyeleri birlikte düşünmeli ve ortak karar vermelidirler. Ailenin huzuru tek bir aile üyesinin davranışlarına bağlanmamalıdır.
Bu şekilde olursa bütün aile üyeleri, aile sistemi içinde etkin ve aktif olabildiklerinden aileyi benimsemeleri ve aile içinde pozitif olabilmeleri daha mümkün olacaktır.
Çocuğunuzla özel paylaşımlarınız var mı?
Kaç yaşında olursa olsun her çocuğun anne-babaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçların büyük bir çoğunluğu manevi ihtiyaçlardır. Sığınma, korunma, kollanma, güvenilme, onore edilme, fark edilme vs.
Bu tarz ihtiyaçların ebeveyn tarafından karşılandığı durumlarda çocuk psikolojik anlamda daha iyi gelişir.
Burada çocuğa yaklaşırken dengeli tepkiler vermek, çocuk büyüdüğü halde bebekmiş gibi tepkilerde bulunmamak gerekir. Yani çocuğa yaş durumuna göre sorumluluklar vermek gerekir.
Bunların dışında sağlıklı ebeveyn-çocuk diyaloğunun olması da yine çocuğun kişilik ve psikolojik gelişimi için önemli ve gereklidir.
Sağlıklı ebeveyn çocuk diyaloğundaki önemli unsurlardan biri çocukla özel paylaşımlar yaşamaktır. Özel paylaşımlardan kastımız, çocuğun diğer bireylerle yaşamadığı birtakım yaşantı durumlarıdır.
Yani oyun oynamak, ders çalışmak gibi durumlar dışında her ikinize özel olan bazı süreçleri paylaşmak çok özel ve güzeldir. Mesela her ayın son pazarı gidilen bir cafe, hatta cafede oturulan masa veya dertlerinizi paylaşmak için gittiğiniz bir park alanı veya kutlamalar için belirlediğiniz bir alan, ikiniz arasında şekillendirdiğiniz şifreli hareketler vs.
Bütün bunlar artırılabilir veya çocuğun durumuna göre farklılaştırılabilir. Önemli olan çocuğa özel olmasıdır. Evdeki her bir çocuğunuz için ayrı ayrı paylaşımlar belirleyebileceğiniz gibi çocuklarınızın hepsiyle birlikte yaşayacağınız özel paylaşımlar da şekillendirebilirsiniz.
Göreceksiniz bu paylaşımlardan siz de çok fazla zevk alacaksınız, çocuklarınız da.
